28 Aralık 2010 Salı
2011
Nice özlemlerimi, hasretliklerimi sana bekletiyorum
Umutlarımda ismin saklı
Korkularımdan uzak seni bekliyorum
Yaşamak istediğim hayallerimi seninle süslüyorum
Seni bekliyorum yeni yıl
Solmayan "Güneş" seninle girsin dünyama
Yağmurlar altında getirdiğin yarla birlikte ıslanayım
Seninle mutlu yaşayım yarınlarımı
Ve sen,
Nice umutla bel bağladığımız geçmiş yıl
Mutluluk ve kederi sende de yaşadık
Güldük kimi anlarında
Kimi gününde de kaybettik sevdiklerimizi
Yeni yılda seninle hatırlamak için
Bıraktık senin adında isimlerini
Yeni yılda anabilmek için
Hatıralarından seçip koyuyoruz hafızamıza
Ayrılıkları sakladık adı belirsiz günlerinde
Yeni yüzlere merhaba dedik
Kimi zamanında kaybettik bir "parçamızı"
Kazandıklarımızda oldu seninle
Bir ömürdün gelip geçtin sende
Bir çok çocuk merhaba dedi doğan Güneş’e
Gelinlikler giydi nice genç kız
Senin zamanında hamile kaldı bir o kadarı da
Buluşlara adın verildi
Savaşlarda da senin ismin geçiyor
Barış dolu bir yıl sende olamadın giden yıl
Senin zamanındada dünya nüfusunda artış oldu
Adı duyulmamış bir çok virüs insanlara savaş açtı
Bunca zenginlik içinde açlıktan insanlar hala ölüyor
Para için insan hayatı sende de hiç sayıldı
Hatırlanmak üzere yolcu ediyoruz seni
Ağladığımız günleri siliyoruz
Güldüğümüz günde hatırlayacağız seni
Hoşça kal giden ömür
Hoşça kal eskimiş yıl
16 Aralık 2010 Perşembe
See you in heaven if you make the list
"Les reveries du promeneur solitaire" JJ Rousseau nun bitiremediği kitabı,biz yarım kitabı bile bir türlü okumayı bitiremedik,yolda alıyım yanıma diyorum ama zor!
Çeşmedeyiz haftasonu,laylaylom değil ama bu sefer,mecburi istikamet verdileri,iyidir ama oralar burdan her türlü.
Tam kolon sayısal yaptım cumartesi tutarsa dönmem bu şehire
Dünya kısa kulvar yüzme şampiyonası başlamış,trt sağolasın saat 1 de yayına giriyorsun,hiç vermesen daha iyi zahmet etme zaten fethullahın çiftliği anlamsız bir kanal olmuşsun ,seyreden de kabahat seni kumandadan silinsesi kanal
Bi süre yokum,bayaa bir yoğun olacağım belli, artık blog kendine iyi bak ben yokken
Muhteşem bir şarkı Nick Cave i sevmem ama bu şarkıya laf söyletmem
15 Aralık 2010 Çarşamba
Aralık 2010
Haftasonu fal baktırdım zorla,
Yahu bir salladı bir salladı ,neyse bakacağız kaçı tutacak
Machete yi izledik,film faldanda beterdi:=)
Lcd ler bozuldu lcd ler alındı Teknosa,Saturn Darty akraba olduk çalışanlarla
Birisiyle kapışacağız bu aralar ama bakalım kime patlayacağım.
2011 de geliyor az kaldı 30 olucağız anasını satayım:=)
Cape Town da da yaz başlıyordur ,ne güzeldir oralar şimdi
Geçen gün "Dude" u gördüm Jay de çok kötü gülüyorsun be adam
Yalnızlıklarda Sensizlik Var
''yalnızlığı seviyorum'' dediğime.
İçinde sensizlik de varken,
züğürtçe bir avuntu işte.
Sevmiyorum aslında,
senin olmadığın sokaklarda,
yağmurda yürümeyi de.
Gözlerinin derinlerinden
ödünç aldığım bakışlarım,
düşüyor, dökülüyor, kirleniyor
çamurlu su birikintilerinde.
Islak bir serçe gibi
üşüyor ellerim.
Ellerimde, ellerin yok diye.
Sevmiyorum, sensiz geceleri de.
Karası, gözlerinin rengine benzese de.
Omuzlarına şelale gibi dökülen
saçlarının pırıltısıyla örtüyorum karanlıkları.
Gün batımından çaldığım
ışıltıları sıvıyorum herbir teline.
Seni alıp götürmelerine,
inat olsun diye.
Teninin sıcaklığına sarıyorum
titremelerimi de.
Dudaklarından kalan,
kor ateşle bastırıyorum,
sensizlik, özlemler,
sensiz tükenmeler,
yarım yaşanmış sevişmeler,
ellerimde çaresizliğe,
yüreğimde burkulmaya dönüştüğünde.
Bakma,
''yalnızlığı seviyorum'' dediğime.
Sevmiyorum, sevmiyorum işte.
içinde sensizlik var diye
Suya Hasret
Bagır bagıra bildigin kadar.
Sarılıp kalması lazım
İnsanın zavallı bedenine
Bir lutufmuş meger
Unutmak,
Acıları ve önemlisi aşkları...
13 Aralık 2010 Pazartesi
9 Aralık 2010 Perşembe
3 film birden
...............
7 Aralık 2010 Salı
22 Kasım 2010 Pazartesi
21 Kasım 2010 Pazar
19 Kasım 2010 Cuma
18 Kasım 2010 Perşembe
Melmac
Bu sene hatun milleti siyah tight üstüne uzun kazak veya body giyme modası edinmiş,hayır yakışanı giysinde yakışmayanıda giyiyor
Yazın İlhan İrem konserinde yanımda oturan kızı dün Ortaköy de gördüm,konseri dinlemeye mi gelmiş yoksa korsan dvd sini çekmeye mi gelmiş anlamadığım bir hatundu,sonlara doğru fotoğrafını çekme şerefine erişmiştim çektiğim facebook vari fotolarını beğenmeyip dudak bükmüştü içimden uyuz olmuştum diyememiştim suratına elindeki 6 piksel telefon kızım bende Angel Adams değilim,bu şartlarda bu kadar kusura bakma.
Dün epey süre sonra üzerinde metal tshirtiyle dolaşan bir tip gördüm aklıma eski günlerimiz geldi herkesin en az 1 tane Rock Band tshirti vardı ,hey gidi günler Halep pasajı,Atlas,Karga, az mı kaset aldık Karga dan sonra Beyazıttaki Çekme kasteçi Brothers,Tünelden Heykele gecenin bir yarısı yardırmalar,Kışın İstiklal feci kar tutar tepede olduğundan Galatasaray dan Şişhaneye kayarak gittiğimi bilirim,Karşıyı pek bilmem ama orası daha da sağlamdı Akmar pasajı Abdulikalar ,Güzel günleri hepsinin merkezinde Rock-Metal müzik vardı ama artık ne dinleyeni kaldı ne yapanı,herkes yaşlandı yerine gelen nesil,Hiphopçu,popçu çıktı....
16 Kasım 2010 Salı
Cellar Door
-Geçen gün bayaa bir birayı bir yudumda olsa bazılarından tatma fırsatım oldu Fosters dan sonra favorim Mariachi yine değişmedi fikrim,ama tabii Taps ın yeri çok farklı sırf bir yudum içmeye Teşvikiyeye giderdik zamanında şimdi orayı kapattılar Bebek ve Yeşilköy de faaliyetteler benim ve çevremdeki biradan anlayan herkesin fikri en azından bu topraklarda içilebilecek en iyi biradır,Maalesef heryerde satılmıyor ahada listesi nerede bulunabileceğinin http://www.tapsistanbul.com/satispopup.htm
Bayram bitmeden bi Bebek yapmalı ...
-The Fall Masalsı filmleri çok severim Video klip tarzı hızlı çekimler,anlatılan sürreal bir hikaye ve olağanüstü kahramanlar The Fall de hepsi var fazla önemsenmedi dünyada , bence epey underrated bir film,şiddetle tavsiye olunur
- Tears for Sale buda bir Sırp filmi aynı The Fall gibi masalsı bir film, bu filmi altyazısız tvde izledim orjinali bulunup izlenmeli
-Kasım ortası geçti İstanbulda tshirtle dolaşıyoruz hala,2 tane kazak , bir de yeni deri ceket elimizde çakacak sanki bu kış?,Hadi aralık senden şöyle sağlam bir kış bekliyorum
-Daha Guitar Hero gitarını çalamıyorum,:=(ne beceriksiz adamım be! millet Petrucci misali anırtır gerçek altı telliyi biz daha 5. tuşa geçemedik plastikte kaç ay oldu!
- İsveçceye devam
-Epeydir rüya görmüyorum,nedendir acaba?,sanırım biryerde okumuştum her gece rüya görürmüşüz ama sadece bazı sabahlar onları kalkınca hatırlayabilirmişiz,demek benim rüyaların temposu düştü bu aralar
-Geçen gün bir yerde duydum bu lafı çok sevdim Those who have unlimited desires will be deprived of wealth of contentment.
15 Kasım 2010 Pazartesi
10 Kasım 2010 Çarşamba
1 Kasım 2010 Pazartesi
28 Ekim 2010 Perşembe
BAŞARI
12 yaşında=arkadaş bulabilmektir.
16 yaşında=araba surebilmektir.
20 yaşında=seks yapabilmektir.
35 yaşında=para kazanabilmektir.
50 yaşında=çok para kazanabilmektir.
60 yaşında=seks yapabilmektir.
70 yaşında=araba surebilmektir.
75 yaşında=arkadaş bulabilmektir.
80 yaşında=donuna işememektir.
Lets drive where we started from!
26 Ekim 2010 Salı
23 Ekim 2010 Cumartesi
True Love
It was a busy morning, about 8:30, when an elderly gentleman in his 80's arrived to have stitches removed from his thumb. He said he was in a hurry as he had an appointment at 9:00 am..
I took his vital signs and had him take a seat, knowing it would be over an hour before someone would be able to see him. I saw him looking at his watch and decided, since I was not busy with another patient, I would evaluate his wound. On exam, it was well healed, so I talked to one of the doctors, got the needed supplies to remove his suture and redress his wound.
While taking care of his wound, I asked him if he had another doctor's appointment this morning, as he was in such a hurry.
The gentleman told me no, that he need to go to the nursing home to eat breakfast with his wife. I inquired as to her health.
He told me that she had been therefor a while and that she was a victim of Alzheimer's Disease.
As we talked, I asked if she would be upset if he was a bit late.
He replied that she no longer knew who he was, that she had not recognized him in five years now.
I was surprised, and asked him, 'And you still go every morning, even though she doesn't know who you are?'
He smiled as he patted my hand and said,
'She doesn't know me, but I still know who she is.'.....................
That is the kind of love I want in my life.'
True love is neither physical, nor romantic.
True love is an acceptance of all that is, has been, will be, and will not be
21 Ekim 2010 Perşembe
19 Ekim 2010 Salı
13 Ekim 2010 Çarşamba
11 Ekim 2010 Pazartesi
Bob Marley
7 Ekim 2010 Perşembe
BÖYLE BİR SEVMEK
yağmur giyerlerdi sonbaharla bir
azıcık okşasam sanki çocuktular
bıraksam korkudan gözleri sislenir
ne kadınlar sevdim zaten yoktular
böyle bir sevmek görülmemiştir
hayır sanmayın ki beni unuttular
hala arasıra mektupları gelir
gerçek değildiler birer umuttular
eski bir şarkğ belki bir şiir
ne kadınlar sevdim zaten yoktular
böyle bir sevmek görülmemiştir
yalnızlıklarımda elimden tuttular
uzak fısıltıları içimi ürpertir
sanki gökyüzünde bir buluttular
nereye kayboldular şimdi kimbilir
ne kadınlar sevdim zaten yoktular
böyle bir sevmek görülmemiştir.
ATTİLA İLHAN
4 Ekim 2010 Pazartesi
2 Ekim 2010 Cumartesi
Katarsis
Babaannem demişti her insana karşı olumlu bir önyargın olsun,her insanı önce dürüst doğru bir insan olarak düşün,sonradan hayat sana o insanın gerçek yüzünü elbet gösterecektir,ama asla bir insana karşı ilk başta tereddütün olmasın elimde kalan tek duygu bu işde ,bu önyargı,sanırım o benimle hep kalacak,ne kadar insan mı tanıdım bu önyargı sayesinde? onlarca.. Peki ne kadar yanıldım ve incildim en az 3 katı belki 5 ...
Çok fazla fedakarlık yaptım bazılarına, hastane kapılarında sabahladım düşünmeden hiçbir şey..sonra .. neyse
Kendi mutluluğumu her zaman dostlarımın mutluluğuyla eşit tuttum bazen daha da öteye koydum, güzel bir filmi asla yanlız seyretmek istemedim ve dostlarımı asla yanlız yolda bırakmadım,sevgililerimle asla yüksek sesle konuşmadım,onlarla aynı şeyi paylaşmasam bile bir gün bir tanesini kıracak bir söz söylemedim,elimden ne geliyorsa en iyisini yapmaya çalıştım,belki bazılarına yapamadım ama yapmadım değil yapamadım,hiç kimsenin benim gibi düşünmesini beklemeden yaptım bunları ,hiç bir şeyden mutsuz veya pişman değilim..
Ama bu süreçte kendimi yıprattım,o insanların suçu değildi,sadece benim suçumdu ,çoğu artık beni yolda görse tanımaz belki,birçoğuyla görüşmemiz mucizelere bağlı,bazıları beni kötü biliyor,bazıları ise adımı unuttu belki ama ben hepsini hatırlıyorum,çünkü hepsini deli gibi sevdim nasıl unuturum çünkü hepsinin bende bir parçası hep kaldı,hepsinin iyi veya kötü bir parçası kalbimde mıhlanmış durumda saklı.gün gelir karşıma çıkarlarsa bende bıraktıkları herşeyi onlara vermek üzere kalbimde kilitli....her yeni sayfa için bir arınma lazımdır eski düşünceleri boşaltmak ,
Çok fazla barutum kalmadı biliyorum,bütün umutlarımı bütün arzularımı bu kadınlarla kalbimde kilitledim sanki,kalbimin parçaları o kadar dağıldılarki tekrar toplayıp yerine koymaktansa kalan çalışır parçalarla yeniden başlamak gerek,bilmiyorum biraz zor olsa da kendime bunu yapmalıyım aynı şeyleri yaşamak istemiyorum,içimden bir his yaşayacağımı söylesede,hayır yaşamayacağım
gün gelecek belki mutluluğun şu yaşadığın haz değil o hazı gelecekte hissetmek olduğunu anlayacağım,gün gelecek herkes gerçeği bilecek ,hep iyi bir insan olmaya çalıştım ve devam edeceğim,ve dostlarımın ve kadınımın yanında onlar eğer düşerlerse onları tutmak için bekleyeceğim.....saat 3 ü 10 geçiyor yazarak sıkıntı atan bir insan olmadım hiç bir zaman ama biraz rahatladım,hiç düşünmeden hiç backspace kullanmadan ve ekrana bakmadan yazdım,bu yüzden saçma gelebilir kopukda olabilir yazı hatta kurt cobainin intihar notu kadar dağınıkta olabilir:) artık idare edin katarsis oluyor dostunuz..
1 Ekim 2010 Cuma
19 Eylül 2010 Pazar
15 Eylül 2010 Çarşamba
dance me....
14 Eylül 2010 Salı
13 Eylül 2010 Pazartesi
11 Eylül 2010 Cumartesi
In The Spot Light
“Loyalty is a feature in a boy's character that inspires boundless hope"
Sir R. Baden PowellThats Why We Love"" CLERKS""

'Happy-Scrappy' Mom: Excuse me, do you sell videos?
Randal Graves: Yeah, what're you looking for?
'Happy-Scrappy' Mom: Happy Scrappy Hero Pup.
Randal Graves: Uh, once second. I'm on the phone with the distribution house now, lemme make sure they got it.
'Happy-Scrappy' Mom: 'Kay.
Randal Graves: What's it called again?
'Happy-Scrappy' Mom: Happy Scrappy Hero Pup.
'Happy-Scrappy' Kid: Happy Scrappy!
'Happy-Scrappy' Mom: She loves it.
Randal Graves: Obviously.
[into the phone]
Randal Graves: Uh, yeah, hi. This is RST Video calling. Customer number 4352, I'd like to place an order. Okay, I need one each of the following tapes: "Whispers in the Wind", "To Each His Own", "Put It Where It Doesn't Belong", "My Pipes Need Cleaning", "All Tit-Fucking Volume 8", "I Need Your Cock", "Ass-Worshipping Rim-Jobbers", "My Cunt and Eight Shafts", "Cum Clean", "Cum-Gargling Naked Sluts", "Cum Buns III", "Cumming in Socks", "Cum On Eileen", "Huge Black Cocks with Pearly White Cum", "Girls Who Crave Cock", "Girls Who Crave Cunt", "Men Alone II: The KY Connection", "Pink Pussy Lips", oh, yeah, and, uh, "All Holes Filled with Hard Cock". Yup. Oh, wait a minute.
[to the woman]
Randal Graves: Uh, what was that called again?
10 Eylül 2010 Cuma
9 Eylül 2010 Perşembe
31 Ağustos 2010 Salı
30 Ağustos 2010 Pazartesi
28 Ağustos 2010 Cumartesi
27 Ağustos 2010 Cuma
Refakatçiliğe Giriş - Klinik,klinik refakat rehberi: ÜROLOJİ

Herkes refakatçileri akşam olur ziyaretçiler gidince getirdikleri nevaleleri yiyen envayi çeşit meyve suyu havuzunda yüzen insanlar olarak bilir,aksine Refakat önemli iştir,bi kere hastane işlerini iyi bileceksin gereğinde prezentabl olacaksın hemşireyi getireceksin gecenin bi saaati odaya,gereğinde yavşak olacaksın temizlikçi dayıyı kafalayacaksın,gereğinde polat alemdar olacaksın her yere her asansöre inip binesin,yoksa refakatçilik demek hastanın yanında asker bavulu gibi yatmak değildir.
Tabii burda hastanın durumuda mühim mesela akarı kokarı olan hastaya bakmak daha zordur ,hastanız üroloji kliniği gibi sidik merkezli kliniklerde ise olay tamamen çirkinleşir,bu tip hastaların işemesi, çövdürmesi bitmez,zaten sorunları mesane, böbrek,sidik borusu üçgeninden kaynaklandığından en hafifi bir baskıda koyuverirler,son zamanlarda refakatçilerden gelen şikayetlerden Sonda adı verilen şeyi takıp işi kolaylaştırsalarda,günümüz türkiye sinde işetmek refakatçinin en önemli görevidir
Hasta sizi olur olmaz yerde dürtüp ve helaya gitmesi gerektiğini söyler ,siz daha 10 dakka önce işettiğiniz hastaya "kardeşim 10 dakka önce işemedin mi sen? " diyemezsiniz,yüzünüze melek suratınızı takıp,gel kardeşim tutun bana demeniz lazım ve elemanı güvenle işetip geri yatağına bırakmalısınız,bu arada eğer paranız adamınız yoksa muhtemelen 4-6 yataklı koğuşlarda yattığınızdan,gecenin bir vakti kimseyi uyandırmamnızda gerek,çünkü hasta milleti içinde bulunduğu durumun ve ortamın gereği çatacak yer arar,elin tek böbreklisiyle gecenin bi vakti papaz olmamak için siz isz olun sessiz olun
Hatırlanması gereken bir diğer olay eğer refakatçi iseniz ,ve bi b..tan anlamıyorsanız odanızdaki diğer refakatçilerle iyi geçinin,çünkü hemşire size bu hastaya zidrokasti takıp hastürü etmek gerek dediğinde sizden bir cevap ve hareket bekler,siz de o anda telgraf direği gibi kalırsınız bu gibi durumlarda diğer refakatçilerden destek alıp hemşirenin buyruğu yerine getirilir,çünkü eğer hemşirenin dediğini yapmazsanız ,hemşire milleti sizi süründürür
Sabah öyle 9 a saat kurayımda doktorlar hemen gelince kalkayım diye düşünmeyin benim gibi.Saat 5 buçuk da koğuş kalk verilir ışıklar yanar Gestapolar içeri girer ,hastanede saat dışarıdaki gibi akmaz,saat 5 buçukda kalktığından 9 buçuk oldumu öğle oldu sanarsın ,tabiiki akşam 5 gibi esnemeye başlarsın,insomnia olsan 11 de uyumuş olursun
Yarın --Çok konuşan yan yataktaki hastayı ekarte etmenin yolları
Horlayan hastayı kırmadan uyarmak
Poliklinik Doktoru ne renk önlük giyer,temizlikçeye doktor bey dememenin yolları
Hemşire Psikolojisine giriş
Hastanede kimseye nereli olduğunuzu söylemeyin,mutlaka bir tane manyak hemşerinizi çıkacaktır
Ziyaretçi kartın olmadan üst katlara çıkmanın yolları,Güvenlik kafalamaca
Ülker mi?Eti mi? Hastaneyi tutuşturacak kadar kolonya ile ne yapılır?
24 Ağustos 2010 Salı
Jag Älskar Mitt Sverige hmmmm lite gran :=)
The Office İs Micheal Scott's announcements

| Michael Scott: | Ladies and gentleman, I have some bad news. Meredith was hit by a car. |
| Oscar: | Where? |
| Michael Scott: | It happened this morning in the parking lot. I took her to the hospital. And the doctors tried to save her, life, they did the best they could. And she is going to be ok. |
| Stanley: | What is wrong with you? Why would you have to phrase is like that? |
Little Miss Sunshine
23 Ağustos 2010 Pazartesi
İnception

Bu his bir "Amaros Peros" da olmuştu bir de "'25th Hours" daha ilk gün gittik beklenti nasıl ama,kadro yönetmen falan oldukça cezbedici...2 saat sonra " O kadar da değil "klsaörümüze yeni bir film daha ekledikBeklentilerimizi karşılayamadı açıkçası, tamam aksiyon sahneleri falan güzelde 5 katmanlı rüya olmamış
Bir de operasyon sırasında 2. rüyada yani minibüsün içindeyken ilk başlarda gerçek zamanlı giderken alt rüyaya kıyasla sonlarda neden 10* yani zaman kırılmasını yaşattı demin aynı anda gidiyordunuz,şimdi minibüs düşmek bilmiyor köprüden?
Eserin seyir defteri yıl:2004 aralık
Peki neden ?
Nedeni aslında şu ,kendini başkalarının gözünden değerlendirmek ve bu değerlendirmede jüri görevini aslında hiç te tarafsız olmayan,seni sürekli hırslarla ve hedeflerle donatan bunları yakalayıp yakalayamamanda önemli değil sadece bişeyler önüne koyan ve seni mutsuz etmek için bahaneler uyduran,sabah uyandığında ,"yine mi kalktın gerizekalı" diyen o içsese vermek
Bu içses asla doymak bilmez,arka bahçende yaptığın shuttle ile Ay a insen daha dönmeden oradan başlar "Niye sirius a gidemedin"
Nirvana ya ermek gerekirse ericeksin arkadaş,Ganj'a mı girmek gerek,Nepal mi iyidir Tibet mi gideceksin,Tekkeye mi girmek lazım bi abdeste bakar; acaba nedir ulen bu içsesi katletmenin yolu,
Hayır loser ım diyip rahatlamak istiyorum ,Donnie Darko olmak istiyorum adam ne güzel mutsuzluğundan mutluydu ,öyle de değil,uzaklara gitsek yeniden neyin uzağına gideceksin problem burada mı ki, ne gerek var bunalımda değilim o kadar ben neler gördüm bu öyle bir şey de değil,
Güzel güzel yaşayıp gitmek varken neyin eksik olm,
2004 Aralık
Çetin Altan gibi eskilerden yazalım dedim
Annabel Lee
| For the moon never beams without bringing me dreams | ay gelir ışır, hayalin irişir |
| Of the beautiful Annabel Lee; | güzelim Annabel Lee; |
| And the stars never rise but I see the bright eyes | bu yıldızlar gözlerin gibi parlar |
| Of the beautiful Annabel Lee; | güzelim Annabel Lee: |
| And so, all the night-tide, I lie down by the side | orda gecelerim, uzanır beklerim |
| Of my darling, my darling, my life and my bride, | sevgilim, sevgilim, hayatım, gelinim |
| In her sepulchre there by the sea-- | o azgın sahildeki, |
| In her tomb by the side of the sea. | yattığın yerde seni. |
21 Ağustos 2010 Cumartesi
Photos that remind us of .........

Ed: Do you own a video camera?
Renee Madison: No. Fred hates them.
Fred Madison: I like to remember things my own way.
Ed: What do you mean by that?
Fred Madison: How I remembered them. Not necessarily the way they happened
20 Ağustos 2010 Cuma
16 Ağustos 2010 Pazartesi
15 Ağustos 2010 Pazar
13 Ağustos 2010 Cuma
Premier Baiser aka. İlk Öpücük

Yaşlandığımı hatırlatan dizilerdendir İlk Öpücük. Show Tv haber öncesi 6 gibi falan veriridi hey gidi günler,ortadaki gözlüklü kızı geçende tv de gördüm belki 40 olmuştur gerçi mahallenin takımı pankart asmış 2000 doğumlu futbolcuların seçmeleri varmış nasıl yani Gs Uefa yı aldığında doğmamış çocukların şimdi iyi veya kötü topçu oldukları mı anlaşılıyor,zaman çok hızlı akıyor ve herşeyi de siliyor İlhan İremin dediği gibi.
Dawson un çiftliği
12 Ağustos 2010 Perşembe
Nietzsche
İnsanları sevdiğinizi söylüyorsunuz ama daha derine indiğinizde sevdiğinizin
onlar olmadığını göreceksiniz.Siz bu sevginin içinizde yarattığı
duyguları seviyorsunuz.
F.C.
With insomnia, nothing is real.
Everything is far away. Everything
is a copy of a copy of a copy
Chuck P.

"What I want is to be needed. What I need is to be indispensable to somebody. Who I need is somebody that will eat up all my free time, my ego, my attention. Somebody addicted to me. A mutual addiction"
"We are not special. We are not crap or trash, either. We just are. We just are, and what happens just happens.”
İlhan
Mevsimsiz çiçekler gibi, yarım kaldım inanki
Sensizliğin acısını, sen nereden bileceksin
Sen hiç sensiz kalmadın ki, mevsimleri saymadın ki
11 Ağustos 2010 Çarşamba
Benicio
Mark It Zero
29 Temmuz 2010 Perşembe
İnvictus
black as the pit from pole to pole,
i thank whatever gods may be
for my unconquerable soul.
in the fell clutch of circumstance
i have not winced nor cried aloud.
under the bludgeonings of chance
my head is bloody, but unbowed.
beyond this place of wrath and tears
looms but the horror of the shade,
and yet the menace of the years
finds, and shall find me, unafraid.
it matters not how strait the gate,
how charged with punishments the scroll,
i am the master of my fate;
i am the captain of my soul.
I' m so tired and i cant sleep
i have very bad posture
sit and drink pennyroyal tea
distill the life that’s inside of me
sit and drink pennyroyal tea
i’m anemic royalty
give me a leonard cohen afterworld
so i can sigh enternally
i’m so tired i can’t sleep
i’m a liar and a thief
sit and drink pennyroyal tea
i’m anemic royalty
i’m on warm milk and laxatives
cherry-flavored antacids
24 Temmuz 2010 Cumartesi
Dor ve Broken Time

Savaşı harika anlatan 25 dakikalık iki eser 2009 İsrail yapımı ikiside
"Dor" da savaşın bir İsrail askerinde yaptığı yıkımı ve inandığı şeylere sorular sormasından bahsediyor
"Broken Time" ise intihar saldırılarının bir çocuğun hayatına etkisini anlatıyor
bu meseleye ilgili bir sinemaseverseniz kaçırmayın,biryerlerden indirin izleyin.
New Mexico Turizm Bakanlığı"nın yeni bombası

Taos, New Mexico 4000 kişinin yaşadığı küçük bir şehir,bu şehri diğer şehirlerden ayıran Taos da İngilizce "hum" denen bir uğultunun bazı günlerde duyulması ve koca bilimadamlarının tam da bir açıklama getirememesi,en yakın açıklamalar yeraltı hareketlerinden veya okyanus dalgalarının çarpışması sonucu çıkan sesler ama New Mexico da okyanus falan biraz saçma da olsa halk memnun dünyanın adamı bu sesleri duymaya geliyor Taos a ve güzelde para bırakıyorlar,bu yazıyı yazmamdaki neden bu tip şeylerin epeydir New Mexico da olması garip.Ufo,çöl hayaletleri derken adamlar güzel de bi PR yapıyorlar bu da meşhur Taos Hum
http://www.youtube.com/watch?v=EuRBM0i8mbI&feature=related
Biz Pitcairn'de her gece mehtaba çıkardık

Her zaman ilgimi çekmiştir bu ada Noi the Albino da eleman İzlanda için birisi tükürmüş gibi der bu ada hakikaten Pasific ortasında tek başına öyle durur
Pasific te binlerce ada var Pitcairn i onlardan ayıran özelliği en yakın adaya 2 günlük bir yolunun olması Pasifiğin bu en sapağında kalan adada 65 vatandaş yaşıyor,ada İngiliz Denişaşırı İdaresine bağlı içişlerinde özerk,dış işlerinin çoğu Yeni Zelanda dan yapılıyor.Ben bu adayı 4- 5 ayda bir yoklarım internetten nerdeyse 10 senedir neler oluyor acaba diye ölen kalan varmı yenilik varmı ,son 1 yılda birkaç ilerleme var güzel bir ziyaretçi evi yapmışlar gelenler için asıl önemli gelişme ise altta linkte olduğu gibi yılda 8 defa en yakın Fransız Polinesyasından yapılan düzenli feribot seferleri,daha önceleri açıktan geçen gemiler ve teknelere kürek çekerek onlardan ihtiyaçlarını karşılayan halk için nimet olmuştur sanırım
Şimdi çok konuksever bir halk falan diyecğim ama 3-4 kişinin morali bozuk bir güne denk gelineceği olsa bu genellemenin bozulacağı kadar küçük bir ülke olduğundan demiyeceğim genede internet ortamından mesajlaştığım adalılar öyle kervan geçmez bir adada yaşadıklarlarından "Adams Ailesi "modunda değiller gayet sıcaklar,süper bir denizi ve doğası olduğunu söylemeye gerek yok; hernekadar Fransa buralarda nükleer deneyler yapması ile Güney Polinezya ya tecavüz etsede yine de cennet diyeceğimiz bir ada.Valla bir gün kısmet olursa mutlaka gitmek istiyorum kolay değil burdan Fransa ordan artık saat demiyeceğim birkaç günlük Tahiti uçuşu ve ordan Gambier İsland a bir uçuş daha ve yine ordanda birkaç günlük bir yolculukla ulaşılacak bir ada kısacası Şeyh Maktum olsan bir haftada anca gideceğin bir adaya öyle bu yaz Bodruma gitmeyeyim de seneye Pitcairn e giderim diye gidilmeyeceğini biliyorum.Kaldı ki bu Tahiti ye gittikten sonra ki oraya kadar zaten biz ruhumuz dahil tüm servetimizi veririzde ondan sonra bile 4000 dolar lık bir hesap ödemeniz gerektiği bu yolculuğu "Uzay Yolculuğu" mertebesine ulaştırıyor bizde .4000 dolara yemek çay kahve transferler havlular falan dahil.Adada ya 3 ya 10 yada 90 gün kalabilirsiniz ,ya da ilelebet ama eğer tekneniz yoksa 15 gün kalamazsanız .
Adada haftada belli günler elektrik olduğunu söylemeye gerek yok,eğlence ortamları kısıtlı diyeceğim,kısıtlıdan ne anlayacağınıza bağlı,İbiza ya falan alışan biri 3 günde kafayı çizer ,zaten adada 2004 de bir vatandaş hafiften tırlayıp,küçük kızlara çocuklara sarkmış ve adanın 200 yıllık tarihinin yüzkarası olup Yeni Zelanda da yargılanmış falan kısacası "Crime" yönünden de sağlam bir geçmişi var (not komşu ada Norfolk da 2002 de bir cinayet olması yine de Pitcairn i masum kılıyor) .:açıkçası Adaya Türk gitip gitmediğini bilmiyorum,Tahiti de yaşayan bir abimiz vardı ama Pitcairn deniz yüzeyine çıktığı günden beri bir Türk ün gittiğini sanmam ,oraya gidecek ilk Türk ün açacağı yoldan hemşerilerinin de gitmesiyle Pitcairn de de küçük bir Türk commuintiy si kurulmasını dilerim
Adada bir kilise bir okul var ,birkaç tane uydu telefonu var,7 kişilik bir Hükümeti var aha buda siteleri http://www.government.pn/
Bu da ülkeye ulaşım için neler yapılacağını anlatan bir sitehttp://www.visitpitcairn.pn/Shipping.html
















My career went into the hole after Fear and Loathing in Las Vegas (1998). People might have seen what they saw on screen and subconsciously, people in the business might have taken what they saw literally. I think people thought, `He got fat. He got weird...
